Şükür Kavuşturana!


Doha’dan bayrağı teslim aldığımızdan beri resmen şafak sayıyorum.İki sene,bir sene,altı ay,üç ay ama inanın son iki gün geçmek bilmedi.

Nihayet 08.03.2012’de duvara son çentiğimizi attık ve bir an önce sabah olsun diye bekledik.


14.Dünya Salon Atletizm Şampiyonası 9-11 Mart’ta İstanbul’da gerçekleştirildi.Hem de her zamankinden farklı bir merak ve önem taşıyarak.

Birincisi baştan beri aklımızda bazı sorular vardı.Sinan Erdem’e ne oldu? Peki yeni salon nereye yapılacak ? Yetişecek mi? Elimizden alınır mı? Yok yok işi bitmez buranın...

Baktık ki tüm bu sorulara rağmen,yıllardır ihtiyacımız olan salona kısa sürede kavuşmuşuz.Hatta büyük bir özlemle bekliyormuşuz da haberimiz yokmuş.Üstüne üç tane test yarışması düzenlemişiz.Hem de dünya standartlarında.Şampiyonada eksiklikler ne durumdaydı aralarda bahsedeceğim ama şunu belirtmek gerekir ki  “Ben buradayım” diyen bir durum yoktu!

Gelelim “Acaba kimler katılacak?” sorusuna.Bildiğiniz gibi önümüzde Londra Olimpiyatları var.Başarılı pek çok atlet kendini denemek isterken pek çoğu da nadasa bıraktı.Yazıldı,çizildi;son anda karar verenler,son anda vazgeçenler,sakatlıklar yüzünden gelemeyenler oldu.Neticede 172 ülke ve 683 atlete kapılarımızı açtık ve daha şampiyona öncesinde rekor kırdık.Üstüne bir de Yelena Isinbayeva, Justin Gatlin, Sally Pearson,Bernard Lagat, Ashton Eaton, Pamela Jelimo ve daha birçok başarılı atleti ve şampiyonluklarını izleme şansı bulduk.

Şampiyona öncesinde kazandıklarımızdan bazıları bunlar bir de şampiyona sırasında ve sonrasında kazandıklarımız,kazanacaklarımız bulunuyor.2020 Olimpiyatlarına aday bir ülke olarak bu şampiyona bizim için referans görevi taşıyor.Etkilerini bu süre zarfı içinde göreceğiz.

Şimdi gelelim merakla beklenen birinci güne.

Rahat bir ulaşımdan sonra -rahat diyorum çünkü metrobüse binmeden önce 'Gerçek İstanbul’a hoşgeldin.' dediler ama şansıma metrobüs kalabalık değildi- Ataköy Atletizm Salonu’na vardık.Salonu görünce şaşırdım.Zira Türkiye Salon Şampiyonası’ndan sonra dış yüzeye atletizm ile ilgili figürler yerleştirilmiş.Pek de güzel olmuş.


Salonda düzenlenen ilk yarışmada yani Türkiye Salon Şampiyonası’nda giriş yaptığımız kapı esasında sporcu girişiydi.Dünya şampiyonası için,oradan Sinan Erdem’in içine uzanan kapalı bir yol yapılmış.Çadıra benzeyen bu yolun sonu ısınma alanına çıkıyormuş.


Seyircilerin giriş tarafına geçebilmesi için, sporcuların ısınma alanına gittikleri yolun üzerinden portatif bir merdiven yapılmış.Tek merdiven yeterli değildi.Kalabalıkta beklemek durumunda kaldık.Yavaş yavaş seyirci girişine ilerlerken biletimizi çoktan elimize almıştık bile.Benim daha önce “Şirinler” diye bahsettiğim gönüllüler bu defa yeşil yeşil giyinmişlerdi.Giriş kapısından işe koyulmuşlar ve biletlerimizi tek tek makineye okutuyorlardı.Ardından güvenlik görevlileri üstümüzü ve varsa çantamızı kontrol ettiler ve şampiyona boyunca en saçma gelen olay ile orada karşılaştık.Güvenlik amaçlı olarak bozuk paraların alınması.”Futbol maçına mı geldik arkadaş!” havası katmadı değil.Ayrıca yiyecek ve içecek girişi de yasaktı.Diğerlerini anlarım da bari suları almasalardı. 

Oturacağımız bölüme ilerlerken koridorda tatlı bir kalabalık vardı.Elemeler tam vaktinde başlamıştı bile.Her köşe başında gönüllüler bulunuyor ve nereye oturacağımız konusunda yardımcı oluyorlardı.Nihayet salondayız.Bizim bulunduğumuz bölüm 60m. çıkışının oradaydı.Şöyle güzel bir manzara vardı. 


İçeri girer girmez güllede David Storl, Reese Hoffa, Tomasz Majewski, Dylan Armstrong, Ruther Smith ve daha pek çok ismin gözüme çarpması günün iyi geçeceğinin ilk işaretiydi.Isınma atışları yapılıyordu.Aynı anda sahada kadınlar yüksek ve üç adım atlama elemeleri devam ediyor bir yandan da yine kadınlarda 400m. turları gerçekleştiriliyordu.



Ülkemizi temsilen güllede Hüseyin Atıcı, üç adım atlamada Sevim Sinmez yer alıyordu.Yüksek atlama bölümünü net göremediğimiz için Burcu Ayhan nerede diye bakındık.Meğer milli sporcumuzun sakatlığı nüks etmiş.İlerleyen sürede 400m.nin ikinci serisinde Meliz Redif’i izledik.Altı seriden oluşan elemelerde her seriden ilk iki kişi ve bunların dışında en iyi altı derece yarı finale kalıyordu.Meliz’de 53.55lik derecesiyle yarı finale kaldı.Hatta dişli rakiplerinden biri benim de favorim olan ve yarı finalde Meliz ile aynı seriye düşen Sanya Richard-Ross’tu.

Erkekler gülle atma elemelerinde ise kürsüde göreceğim üç ismi çoktan belirlemiştim.Bu yüzden Storl,Hoffa ve Majewski’ye odaklandım.Final barajı 20.70 idi.Storl ve Hoffa tek atış yaparak finale yükseldi.İkinci atışlardan sonra da yanlarına Majewski eklendi.Şampiyonanın ilk finali de bu şekilde olur diye düşünmüştüm ama sonradan Ryan Whiting’in sürpriziyle karşılaştık.Hüseyin Atıcı ise 18.42’lik derecesi ile elendi.

Gülle derecelerini gösteren tabelayı göremediğimizi de eklemeliyim.Bu durum işimizi hayli zorlaştırdı.Koca koca adamlar derecelerine sevinirken biz dereceleri görebilmek için eciş bücüş olduk.Neyse elimizin altındaki teknoloji sağ olsun. :)

Bu arada tribünlerdeki en eğlenceli grup Polonyalılardı.Majewski’nin finale kalmasıyla coştular. 



Sabah seansındaki yarışmalar bu kadar değil.Altı seriden oluşan erkekler 800m.yarışında milli formayı 1992 doğumlu Halit Kılıç giyiyordu.Serisinde favorilerden biri olan 1994 doğumlu Mohammed Aman ile yarıştı fakat yarı finale yükselemedi.



60m.engellide bu senenin en iyi ikinci derecesini yapan Jessica Ennis’in adı hem pentatlonda hem de kadınlar 60m.engellide geçiyordu.Görünce çok şaşırmıştım.Pentatlonda hızlı bir başlangıç yapan Ennis,muhtemelen yarışmalar art arda olduğu için, 60m.engellide yarışmadı.Yarışma saatleri tıkır tıkır işliyordu.Saat 11.25’te 60m engellide yarışan pentatletler 12.05’te yüksek atlama için piste geri döndüler.Bravo!

Pentatlerin 60m.engelli yarışından sonra piste “Demir adamlar” çıktı.Açılışı 60m.ile yapan heptatletlerde gözler baştan sona Ashton Eaton’daydı.

Kadınlar 800m.serileri en heyecanlı geçen yarışmalardan biriydi.Üç seriden oluşan yarışmada seri birincileri ve bunların dışında en iyi koşan üç kişi finale kaldı.Bizi temsilen yarışan ve benim her yarışını merakla izlediğim Merve Aydın’ın serisi de çok çekişmeli geçti.Öyle ki Merve elinden gelenin en iyisini yaparak 2:01.19 ile Türkiye rekorunu kırdı fakat Fantu Magiso bir önceki seriyi 2:01.69 luk derecesiyle birinci bitirip doğrudan finale kaldığı için,derecesi daha iyi olmasına rağmen, Merve finale yükselemedi.


Merve’nin yarışmasından sonra,diğerlerine haksızlık etmek istemem ama,şunu daha iyi fark ettim ki biz orta ve uzun mesafe yarışmalarında kendi sporcumuzu görmekten büyük keyif alıyoruz.Süreyya Ayhan’dan kalma bir alışkanlık olsa gerek.

Erkekler 400m.de  ise altı seri vardı.Kendi serisinde ilk ikiye girenler ve bunların dışında en iyi altı derece içerisinde yer alan atletler yarı finale kalma hakkı kazandı.Serilerde Demetrius Pinder, Kirani James, Nigel Levine, Gil Robert,Chris Brown gibi bu sezon iyi dereceler elde etmiş isimler bulunuyordu.47.55 koşan Ali ekber Kayaş ise yarı finale kalmayı başaran bir diğer atletimiz oldu.

400m. bittikten sonra sırada 1500m. vardı.Burada bizi Avrupa Salon ikincimiz Kemal Koyuncu ve 2011’de Türkiye vatandaşı olan 1990 doğumlu İlham Tanui Özbilen temsil etti.Aslında 2013’te yarışacak olan İlham’a bu şampiyona için IAAF’ten özel izin çıktı.İyi bir yarış çıkartan İlham doğrudan finale kalmaya hak kazandı.Kemal Koyuncu ise, sezon derecesini geliştirmesine rağmen maalesef finale kalamadı.

İlk günün sabah seansında düzenlenen elemelere bir de şu açıdan bakalım:

Kadınlar yüksek atlamada sezonun kişisel en iyi derecesini yapan beş kişi bulunuyor.Bunlardan biri elemelerde ve finalde 1.95m ile gümüş madalyayı kapan İsveçli Ebba Jungmark’tı.

Kadınlar üç adım atlamada sezonun kişisel en iyi derecesini yapan isimlerden biri gençlere taş çıkartan 1972 doğumlu Yamilé Aldama oldu.Büyük Britanyalı atlet elemelerde 14.62m. atladı ve serisini birinci bitirdi.Yamilé dışında sezonun kişisel en iyi derecesini yapan üç isim daha bulunuyor.Ayrıca Hindistanlı Mayookha Johny 13.95m. ile ulusal rekoru kırmayı başardı.


Kadınlar 400m.elemelerinde ise,sezonun kişisel en iyi derecesini yapıp yarı finale yükselen Ukraynalı Nataliya Pyhyda orada da bu derecesini geliştirdi ama finale yükselemedi.Bunun dışında Tacikistanlı Ovcharenko ulusal rekor kırdı.

Erkekler gülle atmanın genç ismi David Storl sezonun kişisel en iyi derecesini yapıp ilk atışıyla finale kaldı.Ayrıca Arjantinli German Lauro kıta rekorunu kırdı.Bir de Emanuele Fuamatu unutmamak gerek zira taaa Samoa’dan kalkıp gelen genç arkadaş ulusal rekor kırıp gitti.Geldiğine değmiş doğrusu.

Beşli branş sonunda boynuna bronz madalyayı geçirecek olan Litvanyalı Austra Skujyte 60m. engellide ve yüksek atlamada kişisel en iyi derecelerini yaptı.

Kadınlar 800m. elemelerinde ise, bir sezonun kişisel en iyi derecesi bir de ulusal rekorun yanı sıra,altı tane kişisel en iyi dereceyi görüyoruz.Ulusal rekorda daha önce dediğim gibi Merve Aydın’dan geliyor.

Erkekler 400m ise çok bereketli.Otuzdan fazla atletin yer aldığı elemelerde dört tane sezonun kişisel en iyi derecesi,altı tane kişisel en iyi derece ve bir tane ulusal rekor geldi.

Son olarak tekrar heptatletlere bakıyoruz.Gülle atmada Natallia Dobrinska ve Tatyana Çernova’dan sezonun kişisel en iyi dereceleri gelirken, Jessica Ennis’ten de kişisel en iyi derece geldi.Ayrıca Dobrinska 16.51m.ile gülleyi birinci sırada tamamladı.Birileri 14.79m atan Ennis ve 13.90m atan Çernova’ya gülle çalıştırmalı! 


Artık yavaş yavaş öğleden sonraya geçebilirim.

Aradan sonra,merakla beklediğimiz açılış töreni için hemen yerlerimizi aldık.Sabah içeri girdiğimizde tepede asılı olan beyaz bir örtü vardı meğer açılış gösterisi içinmiş.Yere indirilmiş ve bir güzel ışıklandırılmış.Dansçı arkadaşların bir kısmı örtünün içine girerek hazırlıklarına devam ediyorlardı.

Bu sırada şampiyona boyunca yerlerinde duramayan maskotlarımız Tik&Tak salonda tur atmaya başlamışlardı.

Korhan Abay’ın mikrofonla piste çıkması ve protokolün de yerini almasından sonra sunum başladı.

Protokolde ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç,Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği Başkanı Lamine Diack ve Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi gibi önemli isimler bulunuyordu.


Bu arada Lamine Diack yılların eskitemediği bir isim.Öyle ki 1999 yılından bu yana başkanlık yapıyor.Anlaşılan daha torun torba sahibi olmamış hayatından pek de memnun :)


Dans grubu yerini aldıktan sonra gösteri başladı.Açılış törenlerini bilirsiniz.Gösteriler protokole yönelik yapılır biz de koreografiyi kıyıdan köşeden izlemeye çalışırız.Oturduğumuz yerde gülle atmanın filesi bulunduğu için örtünün altından ne çıktı tam göremedik ama genel itibariyle -arada senkronizasyondan eser olmasa da- iyi bir gösteriydi.Daha iyi olabilir miydi?Kesinlikle olurdu ama belki de senkronizasyona bizden başka takılan olmamıştır.Ne bileyim?

Yaklaşık 20 dakika süren dans gösterisinden sonra bayraklar yerini almaya başladı.Bir ara piste sığamayacaklar diye korktuk.Bayraklar yerlerini aldıktan sonra sıra geldi açılış konuşmalarına.Sırasıyla Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, IAAF Başkanı Lamine Diack ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmalarını yaptılar.

Konuşmaların genel özeti kısaca şöyle; katılan ülke ve sporcu sayısı,Türkiye’de bir ilk olması,İstanbul’un Avrupa Spor Başkenti seçildiği yıl böyle bir organizasyonun düzenlenmesi ve emeği geçen herkese çokça teşekkür...

Açılışı yaptığımıza göre artık yarışmalara dönelim.

Sally Pearson, Kristi Castlin, Alina Talay, Tifanny Porter gibi önemlli isimlerin yer aldığı kadınlar 60m. engelli elemeleri bizi en çok şaşırtan karşılaşmalardan biri.İsmi hem 60m.de hem de burada geçen Sally Pearson serisinde 7.85 koşarak birinci geldi ve doğrudan yarı finale yükseldi.Bu derece ile aynı zamanda kıta rekorunu kırdı.

Diğer seride ise bu sene formu yerinde olan Kristi Castlin bulunuyordu.Finale kalırsa rekor bile kırabileceğini düşündüğümüz Castlin hatalı çıkışı ile bize büyük bir sürpriz yaptı.Açıkçası ilk başta ne olduğunu anlamadık.Teknik bir hata olduğunu düşünmüştük ama durum öyle değilmiş.Bu arada Castlin bu hatalı çıkışıyla Vonette Dixon’ı da yanında sürükledi.Böylece bu ikili şampiyonaya erken veda etti.
60m.engelli elemelerinde Sally Pearson’ın rekoru dışında iki ulusal rekor,bir sezonun kişisel en iyi derecesi bir de kişisel en iyi derece yer alıyor.


57 atletin yer aldığı erkekler 60m. elemeleri sonunda Justin Gatlin,Dwain Chambers, Nesta Carter, Trell Kimmons gibi favori isimlerin hepsi yarı finale kalmayı başardı.

Sırada heptatletlerin gülle atma yarışması var.Yarışma sonunda düşündüğüm tek şey “Biri kesinlikle Ashton Eaton’a gülle çalıştırmalı” oldu.Burada 14.56m atarak üçüncü olan Eaton aynı zamanda bu sezonki en iyi kişisel derecesi yaptı ama; bence daha iyi bir derece de atabilir.

Erkekler uzun atlama ise çok çekişmeli geçti.Brezilyalı Da Silva elemelerdeki son hakkında 8.28m. atlayarak dünyada yılın en iyi derecesini yaptı ve finale yükseldi.Ülkemizi temsil eden Alper Kulaksız’dan sezonun kişisel en iyi derecesi geldi ama final için yeterli olmadı.

İlham Tanui Özbilen’den sonra,geçtiğimiz sene Türkiye vatandaşı olan bir diğer isim 3000m.de yine IAAF’in özel izni ile yarışma hakkı kazanan Polat Kemboi Arıkan’dı.Polat serisinde Mo Farah, Kipronu Choge, Hayle İbrahimov ve Bernard Lagat gibi isimlerle yarıştı ancak finale yükselemedi.Finale yükselenlere baktığımızda ilk serinin daha çekişmeli geçtiğini söylemek gerekir.İki seriden oluşan elemelerde ilk dört kişi haricinde, sıralamada en iyi dört dereceyi yapan atletler finale kalma hakkı kazandı.

Yazının başında erkekler gülle atmada Ryan Whiting’in sürpriz yaptığını söylemiştik.Finalde tam 22m.atarak hem dünyada yılın en iyi derecesini yaptı hem de altın madalyayı kaptı.Storl 21.88 ile sezonun kişisel en iyi derecesini yaparak ikinci oldu.Altı hakkının dördünde faul yapmamış olsaydı belki daha iyi bir derece gelebilirdi.Bronz madalyayı ise 21.72 ile Polonya rekorunu kıran Tomasz Majewski aldı.Polonyalılar yine çıldırdı.



Son olarak kadınlar 1500m elemelerinden bahsedip ilk günün sonuna geliyorum.15 atletin yer aldığı bu yarışta favori olarak Dibaba kardeşlerin en küçüğü Genzebe de yer alıyordu.Genzebe Dibaba bizi şaşırtmadan rahat bir şekilde finale yükselmeyi başardı.Bizi asıl şaşırtan isim ülkemiz adına yarışan Aslı Çakır Alptekin oldu.Hedefi tabii ki finale kalmaktı ama daha önce salonda yarışmadığı için neler yapabileceğini kestiremiyorduk.Aslı’nın bulunduğu seri ilk seriden daha hızlı geçti.Şöyle ki Genzebe 4:11.17 ile birinci gelerek doğrudan finale kalırken, Aslı 4:09.30luk derecesi ile Türkiye rekorunu da kırarak finale kalmayı başardı.Bu defa Türkler çıldırdı!




Leave a Reply

Blogger tarafından desteklenmektedir.