Parlayan Yıldızlar Sönmesin Diye

 Dün akşam Eurosport Türkiye ekranlarında, Ozan Can Sülüm'ün sunumu ve başarılı atletizm antrenörlerimizden Ertan Hatipoğlu'nın yorumlarıyla Almanya'daki Düsseldorf Salon Atletizm Buluşması'nı izledik.

 Ertan Hocanın önemli konulara değineceğini düşünerek yarışma öncesinde hazırlıklarımı yaptım. Kağıt kalemim bir yanda dursun, video kaydı yapabilmek için Türk usulü teknikler denedim -fotoğraf makinesinin altına kağıt sıkıştırdım uygun bir şekilde hazırladım vs.-  sonunda bütün yarışı baştan sona kaydettim. 'Korsan' bir kayıt olduğu için görüntü ve ses kalitesi çok vasat. Bu yüzden buraya video koymuyorum. Dikkatli dinlenildiği zaman neler konuşulduğu anca anlaşılıyor.

 Yarışmaya dönecek olursak; yanılmamışım ki, daha yarışmanın başında Ertan Hoca önemli bir konudan bahsetti. Daha doğrusu önemli bir sorundan. Benim de duyar duymaz kağıdıma özet geçtiğim ve dikkat çekmek istediğim bu konuyu birebir aktarıyorum:

Ozan Can Sülüm: '... Dört Türk atlet var Düsseldorf'ta.'

Ertan Hatipoğlu:  'Güzel. Bizim Türk atletlerimiz kendini deneyebilmek için, tabi ülkemizde spor salonu olmadığı için, sık sık yurt dışına gönderiliyor. Burada da onları görme fırsatı buluyoruz.'
 ' ... Evet Ozan gördüğün gibi küçücük bir salon yani salonun kapasitesi zannediyorum  2000-2500 kişilik.'

Sülüm: 'Tam 2000 kişilik.'

Hatipoğlu: 'Bu tamamen antrenman salonu denilen bir yer ama gördüğün gibi ne güzel müsabakalar organize ediyorlar. İşte bunları istiyoruz ülkemizde biz. Biz bunlara layığız. Bunları söylemekten artık yorulduk ama inşallah birileri duyar ve bu isteklerimizi yerine getirir artık.'


 Ertan Hocanın dediklerinden yola çıkarak antrenman ve yarışma alanlarına bakacak olursak; Dünya Salon Atletizm Şampiyonası için ilk defa standartlara uygun bir salonumuz yapıldı. Hatta geçen haftalarda tam anlamıyla Türkiye Salon Şampiyonamızı yaptık.(Bknz:Ataköy Atletizm Salonu)

 Daha önce salon yarışmaları İzmir Soner Coşan Atletizm Salonu’nda yapılıyordu ama orada pist uzunluğu yeterli olmadığı için koşu yarışmaları Atatürk Stadı’nın pistinde gerçekleştiriliyor. Gülle atışları tavandaki kolonlar yüzünden tehlikeli bir hal yaratıyor yani standartlar hiç iyi değil.

 Özellikle teknik branşlar için kış mevsimi zorlu geçiyor. Soğuk bir tarafa, en basitinden yağmur yağdığı için dışarıya minder çıkartamıyorsunuz, kum havuzu vıcık vıcık oluyor.

 Minik atletlerimizi düşünecek olursak da aileleri çocuklarının güvenli ve temiz ortamlarda bulunmalarını istiyor.

 Sonuç olarak,ben de Ertan Hocanın bu çağrısına kulak verip,parlayan yıldızlar sönmesin diye,bu tür cep salonların Federasyon ve Bakanlık stratejisiyle belirli illerimizde yapılması için sosyal medya üzerinden çağrıyı tekrarlamak istiyorum.

Duyanlar duymayanlara anlatsınlar!



Leave a Reply

Blogger tarafından desteklenmektedir.