Yaşamak Cesurların Hakkıdır


"Koşarken aklıma gelen tek şey...Ben hep şunu yapıyorum, yapıyordum.70 milyonu sırtıma alıp gidiyordum yarış yerine.Örneğin; Almanya'ya Münih'e gittik.70 milyonu aldım sırtıma, yarış günü hepsini stadyuma yerleştirdim.Ondan sonra çıktım, ısınmamı yaptım, çivililerimi giydim.Piste ayak bastığım an hiçbir şey düşünmedim, sadece finiş çizgisini düşünürüm, oradan ben 1. geçmeliyim..."

Süreyya Ayhan Kop'un 2011 yılında söylediği bu sözler, aradan yıllar geçmesine rağmen unutamadığı -unutamadığımız- Avrupa şampiyonluğu ile ilgili. Evet 2002 yılında bir kapı aralandı. 2012 Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda başarılı sonuçlar elde eden atletlerimiz için başlangıç olan, yol gösteren, geçiş sağlayan ve toplumumuzun biraz olsun ilgilisini çeken bir kapı.

Bugün o kapı sonuna kadar açık.
27 Haziran - 1Temmuz 2012 tarihinde Türk ve Avrupa Atletizm tarihine isimlerini yazdıran kadınlarımız yarış günü Süreyya Ayhan'ın o an yaşadığı duygulardan fazlasını yaşayarak oradaydılar belki de...

Yarış sonrasında verdikleri röportajlarda, spora beden eğitimi öğretmenleri sayesinde başladıklarını ve 2002 yılında Süreyya Ayhan'ın 1500 metrede elde ettiği Avrupa şampiyonluğundan çok etkilendiklerini  "Demek ki oluyormuş...Demek ki biz de yapabiliriz!" diye düşündüklerini söylediler.

100m engellide 2010 Avrupa şampiyonu olan ve Helsinki'de bu ünvanını korumayı başaran Nevin Yanıt; 3000 metre engellide altın madalyaya koşan 1989 doğumlu Gülcan Mıngır; 1500 metrede dünya salon üçüncülüğünün yanına bir de Avrupa şampiyonluğunu ekleyen Aslı Çakır Alptekin; yine 1500 metrede "Aslı Abla"sının ardından ikinciliğe koşan 1992 doğumlu genç atletimiz Gamze Bulut...

Sizleri spora yönlendiren beden eğitimi öğretmenlerinize, bir şeylerin yapılabileceğini gösteren Süreyya Ayhan'a, buralara kadar gelmenizi sağlayan antrenörlerinize, emek veren herkese ve tabii sizlere çok teşekkürler...

Yüzümüz gülüyor.



Not: 5000m Avrupa üçüncüsü - 10.000 Avrupa şampiyonu Polat Kemboi Arıkan'ı  ve 3000m engelli Avrupa ikincisi Tarık Langat Akdağ'ı unutmuş değilim.Onlara da teşekkürü bir borç bilirim.






Leave a Reply

Blogger tarafından desteklenmektedir.