Archive for Ocak 2012

Hadi Gari Sen de Gel!

  'Acaba yetişecek mi?Ya yetişmezse?Yok şöyle,böyle...' diye bize dert olmayı başaran Ataköy Atletizm Salonu inşaatı nihayet tamamlanmış.'İstanbul'un artık nur topu gibi bir salonu oldu.Darısı diğer illerin başına!' diyebiliriz herhalde!?


  Ocak ayının önemli faaliyetlerinden biri olan Gençler ve Büyükler Türkiye Salon Atletizm Şampiyonası da cuma günü burada başlıyor.Bu vesileyle ben de İstanbul'a gidiyorum.Cumartesi-Pazar yarışlarını izleyeceğim ama olsun.Vallahi ne yalan söyleyeyim,spor tesislerine meraklı birisi olarak önceliğim salonun inciğini cıncığını  incelemek olacak.Bol bol fotoğraf çekip ortamı deşifre edeceğim o_O 
   Bu şampiyona,Dünya Salon Şampiyonası öncesinde yapılan en önemli test yarışması olacak.Hatta IAAF delegeleri gözlemlemek için gelecekmiş.Ayrıca gençler-büyükler dedim ama yıldızlar kategorisindeki atletler de isterlerse bu kategorilerde yarışabilecek.Bu durumda salon umduğumuzdan kalabalık olabilir.Şöyle güzel bir açılış yapsalar hiç fena olmaz :P


  İşiniz yoksa buyurun gelin birlikte izleyelim.Nasılsa bilet parası da yok,giriş ücretsiz;ama ne bileyim sporcu olarak Nevin Yanıt,Halil Akkaş gibi önemli isimler var mesela.Sabahtan akşama kadar yarışlar var.Bunları söyleyeyim de haberiniz olsun.

  NOT: Faaliyet programına buradan bakabilirsiniz 

Parlayan Yıldız Fatih Avan

PARLAYAN YILDIZ FATİH AVAN
2012 yılı önemli atletizm organizasyonlarının yapılacağı bir yıl olacak.Bunlardan ilki 9-11 Mart tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek  Dünya Salon Atletizm Şampiyonası bir diğeri de 27 Temmuz-12 Ağustos tarihleri arasında yapılacak olan Londra Olimpiyat Oyunları.Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’na yaklaşık 20 atletle;Olimpiyatlara ise şu an için 14 atletle katılacağız.

Bu organizasyonlardan birinde ülkemizi temsil edecek  ;Daegu Dünya Atletizm Şampiyonası’nda  dünya beşincisi, Elmas Ligi’nde başarılı pek çok atleti geride bırakarak üçüncü olan Ciritçi Fatih Avan ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik.





-Kuşkusuz başarılı bir sezon geçirdin.Derecelerine baktığımızda kendini sürekli yenilediğini görüyoruz.Yaptıklarına geçmeden önce Fatih Avan kimdir?Atletizme nasıl başladı?
Fatih Avan: Çiftçilikle uğraşan,dar gelirli küçük bir ailenin ilk çocuğuyum.Ailemle Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde yaşıyordum.Atletizme çocukluk arkadaşımın ısrarı ile başladım.Adana’ya taşınacaktı ondan ayrılmak istemedim.Adana’ya gittim spor için.
-Kaç yaşındaydın  o zamanlar?
F.A: 16 yaşındaydım.
-Atletizm için haftanın her günü ya da belirli günleri  Osmaniye’den Adana’ya gitmene ailen ne dedi?
F.A: Aslında Adana’ya gittiğimde arkadaşlarımla bir ev tuttuk.2005’ten 2007’ye kadar orada yaşadım.Ailem hiç istemedi ama ailenin asi çocuğu olarak kafama eseni yaptım.
-Gerçekten genç yaşta cesaret isteyen bir karar.Bu durum hem maddi hem manevi açıdan zor olmadı mı?
F.A: Maddi açıdan kesinlikle çok zorlandık.Manevi açıdan çok zor olmadı çünkü arkadaşlarımla aramızda tam bir dayanışma vardı.Spor yapmak için farklı ilçelerden gelen 6 kişi yaşıyorduk evde.Özellikle Battal Tatlıoğlu (kıramadığım arkadaşım) ,Murat Gündüz ve Zeynel Abidin Temel  ile çok iyi anlaşıp,her konuda birbirimizi destekledik.
-Bildiğim kadarıyla şu an Ankara’da yaşıyorsun.Ankara macerası  nasıl başladı?
F.A: 2007’nin Ağustos ayında geldim.Ankara’ya gelmemin nedeni; bana bu dereceleri attırıp başarılı olmamı sağlayan antrenörüm Metin Altıntaş’tır.Kendisi de ciritçiydi.Eski Türkiye rekortmenlerinden.Bir nevi tesadüf ama büyük bir şans.
-Adana’da mı tanışmıştınız?
F.A: Hayır.Ankara’da Milli Takım kampında tanıştık.Aslında 2007’nin Şubat ayında Mersin kampında,ilk antrenörümün en yakın arkadaşı Göksel Dolgun Hocamızla konuştum konuyu.O da aracılık yapıp ön ayak oldu.
-Kaç senedir Milli Takımdasın?
F.A: 2006’nın Temmuz ayından beri.
-Atletizme 2005’te başladın.2006’da Milli Takıma girdin.Bu gerçekten çok iyi.Ülkemizi nerelerde temsil ettin?
F.A: Çok ülke gezdim.Bir sürü yarış var ama en önemlileri: Yunanistan’da Dünya Liseler arası Atletizm Şampiyonası’nda  3.oldum.İlk Milli müsabakamdı ve ilk madalyamdı.43 ülke vardı orada.Bunun dışında İtalya’daki Akdeniz Oyunları’nda 1., Berlin Dünya Atletizm Şampiyonası’nda 19., Daegu Dünya Atletizm Şampiyonası’nda 5., Sırbistan’daki Universiade’ta 5. Shenzhen’dekinde 1. Oldum.





-Pek çok ilke imza attığını söyleyebiliriz.Ülkemizde 80 metreyi geçen ilk atletsin.Şu an 84.79 metre ile Türkiye Rekorunu elinde tutuyorsun.Geçtiğimiz sezon 13kez 80 metrenin üzerinde atış yaptın.Dahası da var ama 2011’de neler oldu senden duyalım istiyorum.
F.A: Attığım metrelerden çok aldığım sıralamalar beni mutlu etti.En iyi ciritçileri bir çok yarışta geride bırakıp üst sıralarda olmak ayrı bir zevkti ve enteresan bir olayı anlatmak istiyorum.80 metreyi geçmeden önceki derecem 79.78 metreydi.En iyi derecemdi.80 metre atınca bütün en iyi sporcular ve antrenörler  ‘80 metreye Hoş geldin’  diye sırtımı sıvazladılar.Demek istediğim 79.99metre derecen olsa da 70m.lik bir sporcu olarak görüyorlar.Bu benim aldığım ilk dersti.
-Hakikaten ilginçmiş.Peki bu anlattığının dışında,Uluslararası müsabakalara katılmış olmak sana ne gibi tecrübeler kattı?
F.A: Önce yarışma ortamlarına alışıyorsun.Sonra sporculara.Neyi,ne zaman,nasıl yapacağını ve davranacağını öğreniyorsun.Topyekun tecrübe kazanıp daha rahat yarış çıkartıyorsun.
2011’de Balkanlarda yılın en iyi erkek atleti seçildin.Neler hissettin o an?
F.A: Balkanlardaki bütün Atletizm Federasyonlarının Başkan ve temsilcilerinin,Balkan Atletizm Federasyonu Birliği’nin Başkanı ve yöneticilerinin olduğu bir ortamdı.Bu ortamda  ‘Yılın Atleti’ olarak bulunmak çok etkileyici bir durumdu.Çok heyecanlandım diyebilirim.İlk düzenlenen ‘Yılın Atleti’  galasında bu ödülü Türkiye’ye getirmek bir Türk olarak duyabileceğim en büyük gururlardan.
-Gelelim 2012’ye.A barajını geçerek Londra Olimpiyatları’na gitmeye hak kazandın.Bu konuda planlarınız neler? 2012’de Fatih Avan’ı neler bekliyor?
F.A: Sadece iyi bir antrenman planlaması ve iyi bir antrenman dönemi geçirmek en büyük planımız.Şu an için antrenmanlarım  güzel gidiyor.İyi bir yarış çıkarıp,ülkemi elimden gelen en iyi şekilde temsil etmek istiyorum.
-Yarışma öncesi neler yaparsın? Uğurun ya da totemin var mıdır?
F.A: Uğur ya da toteme inanmayanlardanım. Özellikle yarış öncesi, hiçbir şey yokmuş sanki evimde normal hayatımı yaşıyormuş gibi hissederim.
-Kendine örnek aldığın sporcu(lar) var mı?
F.A: Ben genel olarak Eşref Apak’ı severim çünkü atletizmde ülkemize yıllar sonra Olimpiyat madalyasını getiren has Türk’tür.Farklı bir branş ama Hamza Yerlikaya’yı severim.Spor başarıları ve normal hayattaki tutumu etkilemiştir beni.Sonuçta kimse haybeden ‘Asrın Güreşçisi’ ünvanını vermez.
-Ciritçilerden takip ettiğin bir isim var mı?
F.A: Vadim Vasilevskis var.Bir dönem antrenman arkadaşlığı yapmıştım.
-Cirit dışında merakla beklediğin,izlemekten keyif aldığın atletizm branşı var mı?
F.A: Disk atma ve çekiç atma diyebiliriz.Özellikle Avrupa,Olimpiyat ve Dünya Şampiyonaları’nda.
-Atletizm dışında takip ettiğin spor dalı var mı peki?
F.A: Özellikle takip ettiğim bir spor dalı yok.Özünde sporun kendisini severim bütün dallar ilgimi çeker; ama antrenman ısınmalarında futbol ve basketbol oynamayı severim.
-Son olarak; 9-11 Mart 2012’de İstanbul’da Dünya Salon Atletizm Şampiyonası düzenlenecek.Cirit branşı olmadığı için sen yoksun ama ülkemizi temsil edecek Milli Atletlerimize ve atletizm severlere buradan neler söylemek istersin?
F.A: Büyük bir şampiyona. Dünyanın en iyi sporcuları madalya için mücadele edecekler.Seyircilerin büyük bir bölümünün Türk vatandaşlarından oluşacak olması bizim sporcularımıza avantaj sağlayacak.Türk sporcuları için temennim sakatlık olmadan en iyi derece ve sıralamaları yapıp iyi yarışlar çıkarmalarıdır.Umarım hem seyirciler hem de sporcular açısından keyifli bir şampiyona olur.
-Çok teşekkür ederim bu keyifli sohbet için.Umarım 2012 Fatih Avan için başarılı ve bol madalyalı bir yıl olur.
F.A: Ben teşekkür ederim.Güzel bir çalışma oldu.Başarılar diliyorum.

( turkatletizm.com için gerçekleştirdiğim röportaj) 
Hazırlayan:   Kamer Durgeç

Sporda Yeniden Yapılanma

3 Ocak 2012 Salı · Posted in , ,

12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinden sonra Bakanlıklar yeniden yapılandırıldı.Yeni Bakanlıklar kuruldu ve bazıları birleştirildi.1989’dan bu yana Devlet Bakanlığı bünyesinde bulunan ‘spor’  için, Gençlik ve Spor Bakanlığı kuruldu .
 Bu ülkemizde kurulan ilk Spor Bakanlığı değil.Öncelikle bunu belirtelim.Gençlik ve Spor Bakanlığı ilk kez 1969 yılında 2.Demirel Hükümeti’nde kurulmuştur.İlk spor bakanı da İsmet Sezgin’dir.
Şu an Bakanlık koltuğunda ise,seçimlerden önce AKP Grup Başkanvekili olan Suat Kılıç bulunuyor.Kılıç göreve gelir gelmez  çalışma kadrosunu oluşturdu.Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ,Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı ‘Spor Genel Müdürlüğü’ adını aldı.Genel müdürlük görevine Mehmet Baykan getirildi.81 ilden 76’sının Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürleri değiştirildi.
Yeni Bakanlığın 2012 hedeflerine bakacak olursak,Bakan Kılıç öncelikli hedeflerinin’ tesisleşme’ olduğunu vurguladı.Yarım kalan yatırımların bitirilmesi ve yüzme havuzu olmayan illerin sıfırlanması,nüfusu dikkate alarak spor tesisi yapılması bunlardan bazıları.Ayrıca uluslar arası organizasyonları talep etmeden önce; o branş için gerekli tesislerin yapılmasının da önemli olduğunu belirtti.
Tesisleşme tabi ki önemli ama; benim esas merak ettiğim konular insanların spora teşvik edilmesi,sporcu sayısının artması,ulusal ve uluslar arası başarıların gelmesi için ne yapacakları ? Bu konuyla ilgili olarak Bakan Kılıç ‘74 milyon nüfuslu bir ülkeyiz ancak lisanslı ve faal sporcu sayımız bırakın 74 milyona paralel olmayı, sadakası oranında bile değildir. Spor yapan ve sporu yaşamın bir parçası haline getiren bir toplum değiliz. Temel amaçlarımızdan birisi de okul gençliğinin, üniversiteler dahil olmak üzere, Gençlik ve İzcilik Merkezleri üzerinden sporla buluşmasını sağlamaktır. Bunun için bu merkezlerin Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde faaliyet göstermesi kararını aldık' dedi.
Yapılacakları merakla bekliyoruz.Çünkü;
26.12.2011 tarihli Spor Genel Müdürlüğü istatistiklerine baktığımızda ;
Türkiye genelinde lisanslı sporcu sayımız 1.947.802 .
Faal sporcu sayımız ise 281.724.
İllerin başında İstanbul,Ankara,İzmir geliyor.Bu üç ilin lisanslı sporcu sayısı toplamı 464.051  ve faal sporcu sayısı toplamı 84.075.
Lisanslı sporcu sayısında son sıralarda Ardahan,Bayburt ve Gümüşhane’yi görüyoruz.
Faal sporcularda ise; Şırnak,Ardahan ve Kars yer alıyor.
Tabi özellikle belirtmek gerekir ki illerdeki nüfus sayısı bu sırayı belirlerken çok önemli bir etken.
Fakat Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip yaklaşık 74 milyonluk Türkiye için durum, şu an için pek iç açıcı gözükmüyor.Yine de yılın ilk yazısında umutsuzluğa kapılmayalım.Her konuda iyi bir yıl olsun ! 
                                                                                                                                                                                                                                           
                                                                             Kamer DURGEÇ
                                                                                   kamerdurgec@turkatletizm.com

Blogger tarafından desteklenmektedir.